Daha önce maksimum 6 Km yüzmüş ve 2 saat suda durmuştum. Farklı bir deneyim olacağı belliydi. Ancak "iki buçuk saatten önce sudan çıkarım" diyordum. Yarış öncesi antrenman dışında pek hazırlandığım söylenemez.
Beslenme, su, parkura çalışma gibi dertlerim olmadı. Tek sorunum sabah "WC" ye çıkabilmek kahvaltıda yediğimi sindirebilmiş olmak ve koltuk altıma vazelin, sudocrem vs sürebilmekti.
Organizasyon vakit olarak tutarlı, birkaç saçma kural (bone, teknede WC kapalı mı açık mı sorunsalı) dışında iyi dizayn edilmişti.
Teknede yerimizi aldık, güzel, keyifli bir yolculuk geçirdik yaklaşık yarım saat civarı... Belirtilen saatte orada olduk ve belirtilen saatte yarış başladı... Geriye sadece suya girip yüzmek kalmıştı.
Meis’ in bize bakan burun tarafına doğru yüzdüm çoğunlukla, solumda genel olarak kimse yoktu. Su soğuk veya sıcak değil, güneş de pek fazla yakmıyordu. Bilen bilir denizde tek başıma asla açıklarda yüzemem, o sebepten soldan nefes almama rağmen ileriye bakıp kerteriz almanın dışında timsah bakışı ile sağ tarafımı da sürekli kontrol ediyordum. Meis burnundan çıkarken henüz bir buçuk iki km arası olmuştu. Türk tarafında tekne gözüküyordu. Birinci değil ikinci teknede üç, üçbuçuk Km civarında güzergahımda olduğu için su için durdum. Arkadaşların su vermek yerine “şoraya yüz şoraya” tarzındaki yönlendirmelerini savuşturup suyumu içip yoluma devam ettim. Bu arada durduğum zaman arka dörtlünün dolduğunu gördüm. Herkes halinden memnundu. :))
Meis burnundan çıktıktan sonra kerteriz için dev (Meis'den Kaş'a yüzerken kerteriz alınan yere "dev" diyorlar.) aradım, dev mev yok ama Kaş’ a baktığınız zaman binaların arasında yuvarlak bir yeşillik adası gözüküyor, oraya yüzmem gerektiğini bilmiyor ancak tahmin ediyor ve durduğum zaman arkamdaki 50-54 yaş grubu amcalar tarafından da teyit ediliyordum “Müthiş gidiyorsun koçum”. Dalga yok ama soldan sürekli akıntı var farkındayım, deniz kabarıyor ve kol ritmimi bozuyor, üzerine soldan gelen akıntı ile buoy (bele bağlanan güvenlik balonu) sürekli sağa gidiyor ve sağ elime takılıyor, sağ kulaç kısa kalıyor bu sefer gemi sağa çekiyor falan filan… ve bunları Taha’ ya anlattığımda bana vereceği “Aynen” tepkisi gözümün önüne geliyordu =)
Velhasıl güzel kerteriz aldığımın farkındaydım artık ancak 5 Km civarı tempom iyice düşmüştü, jel alıp devam ettim. Kırmızı balonu arıyordum, sadece nerede olduğumu bilmek, gerçekten kerterizimi bir de kırmızı balona teyit ettirmek istiyordum ama nafile kırmızı balon yoktu. Renk körü olduğum için göremediğimi düşündüm ama balon patlamış meğer =) İyi madem…
Son 1 Km civarı hız kesmeden yüzerken solumda yine kimse yoktu, sağdan timsah bakışı ile kano aradım çünkü jel inanılmaz susatmıştı. Kanoyu gördüm 3-4 kulaç üst üste el salladım, gördüklerini gördüm, yanıma geldiler son suyumu da içtim (abdest suyu) sonra tekrardan yüzmeye devam.
Finişte Türk Bayrağı olacak dediklerini hatırlıyorum. Bayrağa yüzerken finişin bayrağın sağında kaldığını gördüm. Bir gün önce akşamüstü Orkun ile yüzerken finişin neresi olduğunu biliyordum bu bence az da olsa avantaj sağladı. Mutlaka yarıştan önce civarda yüzüp sudan finişe vs bakmakta fayda var. 2:22 ile saat doğru ölçtü ise 6950 m ile organizasyonu kendime 50 metre borçlandırarak yarışı tamamladım. ( Parkurun 7 Km olduğu biliniyordu )
Son olarak bu yarışa girmeyi düşünen arkadaşlara şunları söyleyebilirim; "müthiş bir yarış, 7k’ dan fazlası var, gerçek bir açık su bence. Daha önce 5-6k gibi uzun süreli suda kalma deneyimi olmasını tavsiye ederim. Mental ve fiziksel dayanıklılık istiyor. Ben yüzmeye başladığım ilk birkaç içinde bu yarışa kaydolmuştum 2019’ da 2020 için. İYİ Kİ 2 sene iptal olmuş" =)
Beraber bu aktiviteyi gerçekleştirdiğim tüm takım arkadaşlarımı tekrardan tebrik ederim. Hastalık, pasaport veya başka bir sebeplerle aramızda bulunamayan tüm takım arkadaşlarımla seneye, sağlıkla bu yarışa girmeyi canı gönülden heyecanla bekliyorum. Herkese çok teşekkür ederim. Selamlar… Konuk Yazar; Master Yüzücü Mertcan Sarı
Comments